BÖLÜM 3
- Ecem Pekcay
- Jun 26
- 1 min read

Gemiler ya büyük denizcilik şirketlerine ya da bireysel sahiplerine ait oluyor. Bu şirketler bazen koca bir filoya sahip dev organizasyonlar, bazen de sadece tek bir gemisi olan işletmeler olabiliyor. Tabii her biri farklı çalışıyor. Bazıları belirli limanlar arasında düzenli hatlar kurarak çalışıyor, bazılarıysa sabit bir rota olmadan, yük nerede varsa oraya gidip alıyor.
Bazı sahipler gemilerini sadece kendi işleri için kullanırken, bazıları da başkalarına kiralıyor – yani gemiyi belli bir süreliğine veya belirli bir iş için kullandırıyor. “Liner” diye bir terim vardır, bu genelde yolcu gemileri için kullanılır. Bunlar belli limanlar arasında düzenli sefer yapar. Eskiden çok popülerdi ama 1970’lerde uçaklar yaygınlaşınca yolcu gemilerinin bu rolü azaldı. Yine de bu terim, düzenli hat hizmeti sunan her tür gemi için kullanılabiliyor.
Bunun tam tersi olarak, bir limana uğrayıp ne yük varsa alıp devam eden gemiler de var – bunlara da "tramp" gemileri deniyor. Yani rotası yükün bulunduğu yere göre değişen türden.
Aslında baktığında, gemi sahipleri bir nevi ticaretin taşıyıcıları gibi. Malları limandan limana taşımak için çalışıyorlar. Özellikle ihracat yapan tüccarlar için hayati öneme sahipler. Ama ticaret hacmi düşünce, ilk etkilenen kesim de yine bu gemi sahipleri oluyor tabii.



Comments